Amaç: Dil, yarık damak fistüllerinin kapatılması için en uygun donör bölgesidir. Bu prospektif çalışmanın amacı, dil flep tekniğinin etkinliğini yeniden değerlendirmekti.
Hastalar ve Yöntemler: 2015-2017 yılları arasında anterior tabanlı dil flebi ile rekonstrüksiyon yapılan 4 yarık hasta incelendi. Flebin fistülü kapatma yeteneği, ameliyattan en az 1 yıl sonra kalan dil şekli ve konuşma gelişimi (hastanın öz değerlendirmesi ve ebeveynlerin görüşü) gibi değişkenler değerlendirildi.
Bulgular: Tip IV palatal fistül ve bir tip V ile başvuran 4 hastanın damak fistülleri dil flebi ile çift katmanlı şekilde kapatıldı. Hastaların ortalama yaşı 68,5 idi. İlk malformasyon 2 hastada tek taraflı komple damak yarığı ve diğer 2 hastada damak velar yarıktı. Fistüllerin boyutu 7 ila 12 mm arasında değişmekteydi. Ortalama 18 aylık takip süresinde hastaların tamamında dil estetiği ve fonksiyonunda tam iyileşme görülürken, fistül nüksü olmadı.
Sonuç: Dil flepleri, mükemmel vaskülariteleri nedeniyle yarık damak cerrahisinde kullanılır ve sağladıkları büyük miktarda doku, dil fleplerini, önceki cerrahi tarafından yaralanan damaklardaki büyük fistüllerin onarımı için özellikle uygun hale getirmiştir. Palatal fistüllerin kapatılması için bunu güvenilir bir cerrahi teknik olarak öneriyoruz.
Aim: The tongue is a most suitable donor site for the closure of cleft palate fistulae. The aim of this prospective study was to reassess the efficacy of tongue flap technique.
Patients and Methods: 4 cleft patients who underwent reconstruction by anteriorly based tongue flap between 2015 and 2017 were studied. Variables such as flap's ability to close the fistula, the remaining tongue shape at least 1 year after surgery, and speech improvement (patient's self-assessment and parents’ opinion) were evaluated.
Results: 4 cases presenting with type IV palatal fistulae and one type V were operated on using a double-layer closure with tongue flap. The average age at the time of the intervention was 68,5 years. The initial malformation was a complete unilateral cleft for 2 patients, and a palate velar cleft for the 2 others. The size of the fistulas was variable in length (7 to 12 mm). The procedure was successful as no recurrence of fistula was noticed at an average follow-up of 18 months, with full recovery of tongue esthetic and function.
Conclusion: Tongue flaps are used in cleft palate surgery because of their excellent vascularity, and the large amount of tissue that they provide has made tongue flaps particularly appropriate for the repair of large fistulas in palates scarred by previous surgery. We recommend this as a reliable surgical technique for the closure of palatal fistulas.