Yıl: 1988, Cilt: 4, Sayı: 1
Tüm Sayı(PDF)
Araştırma makalesi
Tavşanın Medulla Spınalıs'ınin Servikal Segmentlerindeki Laminasyon Bölgelerının Işık Mikroskobu Düzeyınde Incelenmesı
Refik Soylu, Aydan Canbilen, Hasan Cüce
Araştırma makalesi
Özeti
Tavşanın Medulla Spınalıs'ınin Servikal Segmentlerindeki Laminasyon Bölgelerının Işık Mikroskobu Düzeyınde Incelenmesı
Investıgatıon Of Lamınatıon Areas In Cervıcal Segments Of The Rabbıt Medulla Spınalıs At Lıght Mıcroscope Level
Yaklaşık bir yaşında, Yeni Zelanda tipi tavşanların medulla spinaliselerinin servikal segmentlerinden transvers kesitler alındı ve bunlar myelin ve Nissl boyaları ile boyandı. Kesitlerin ışık mikroskobu ile incelenmesi sonucunda medulla spinalis'de dokuz lamina olduğu tespit edildi. Bu laminalardan altısının dorsal boynuzda, geri kalan üçünün ise ventral boynuzda bulunduğu görüldü.
Transversal cross sections of the cervical segments From the New Zealand type rabbits' spinal cords of nearly a year old have been taken and stained by myelin and Nissl stains. Nine laminae have been determined in the spinal cord when the cross sections have been examined under the light microscope. It has been observed that six of these laminae are in the dorsal horn and the other three are in the ventral horn of the spinal cord.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tavşanin Medulla Spinalis'inin Torakal Segmentlerindeki Laminasyon Bölgelerının Işık Mikroskobu Düzeyınde İncelenmesi
Refik Soylu, Raziye Sungur, Taner Ziylan, Hasan Cüce, Ahmet Salbacak
Araştırma makalesi
Özeti
Tavşanin Medulla Spinalis'inin Torakal Segmentlerindeki Laminasyon Bölgelerının Işık Mikroskobu Düzeyınde İncelenmesi
Lıght Mıcroscope Of The Lamınatıon Areas In Thoracal Segments Of The Rabbıt's Medulla Spınalıs
Bu çalışmada, tavşanın medulla spinalis'inin torakal segmentlerindeki gri maddenin sitoarkitektürü incelendi. Nöronların şekil, büyüklük, Nissl maddesi miktarı ve topografik yerleşimlerine göre, gri maddede toplam dokuz lamina belirlendi. Bu çalışmada kullanılan preparatlar Thionin (Nissl maddesi için) ve Luxol fast blue - Cresyl fast violet (myelin için) boyaları ile boyandı.
In this study, cytoarchitecture in grey matter of thoracal segments of rabbit's spinal cord was studied. Total nine lamination were determined in grey matter according to shape, greatness, Nissl substance and topographic distribution of neurons. Preparations used in this study were stained by Thionin (for Nissl substance) and Luxol fast blue-Cresyl fast violet (for myelin).
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
İyonik Ve Non-İyonik Kontrast Maddelerın In Vitro Olarak İnsan Eritrositlerinin Morfolojilerine Olan Etkilerinin Faz-Kontrast Mikroskobu İle Değerlendırılmesı
Refik Soylu, Kemal Ödev, Hasan Cüce, Selçuk Duman, Ahmet Salbacak
Araştırma makalesi
Özeti
İyonik Ve Non-İyonik Kontrast Maddelerın In Vitro Olarak İnsan Eritrositlerinin Morfolojilerine Olan Etkilerinin Faz-Kontrast Mikroskobu İle Değerlendırılmesı
The Evaluatıon Of The Effects Of Ionıc And Non-Ionıc Contrast Materıals On The Morphology Of Human Ethrosıdes In Vıtro By Phase-Contrast Mıcroscope
Bu çalışmada, İyonik kontrast madde (UrografinR % 76 - Diatrizoate, Shering A. G) ifp 15 olguda non-iyonik kontrast madde (Ultravist` Iobromid, Shering A. G) intravenöz piyelo-grafik incelemelerde kullanıldı. Bu kontrast maddelerinin insan eritrositlerinin morfolojisi üzerindeki etkileri invitro olarak incelenmiştir. Kırmızı hücreler morfolojik yapılarını izotonik salin içinde muhafaza ederler. Farklı oranlarda iyonik ve noniyonik kontrast madde solüsyonlarında bikonkav disk formlarını kaybettikleri bildirildi. İyonik kontrast ortamının yüzde 90 hacim oranında (kontrast ortamı / kan), kırmızı hücrelerin morfolojik değişiklikleri önemli ölçüde daha yüksek yüzdeyi indükledi. iyonik olmayan bir kontrast madde aynı oran kullanılır Uhen az morfolojik değişiklikler iyonik olmayan kontrast madde 5, 10, 20, 25, yüzde hacim oranı (kontrast ortamı / kan) oluştu. Kırmızı hücre morfolojisinde indüklenen değişiklikler düşük seviyedeydi. Kırmızıda indüklenen değişikliklerin invitro olarak kontrast madde osmolalite uygulamasına bağlı olduğu bildirildi.
In this study, Ionic contrast media (UrografinR % 76 - Diatrizoate, Shering A. G) ifp fifteen cases and non-ionic contrast media (Ultravist` Iobromid, Shering A. G) in fifteen cases were used for intravenous pyelo-graphic examinations. It was examined as invitro the ef-fects of these contrast medias on the huınan eritrocytes morphology. Red cells reserve their morphologic structure in isotonic saline. It was reported that they loose their biconcave disc form in different ratios of ionic and non-ionic contrast medium solutions. In 90 percent volume ratio (contrast medium/blood) of the ionic contrast medium, morphologic changes of the red cells induced significantly higher percentage. Uhen the same ratio of the non-ionic contrast medium is used, the less morphologic changes occured in 5, 10, 20, 25 percent volume ratio (contrast medium/blood) of the non-ionic contrast medium. Induced changes in the red cells morphology were low level. It was reported that the induced changes on the red depend on the contrast media osmolality application as invitro.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Mitral Stenoz Ve Cerrahı Tedavısı
Ali Ersöz, Hasan Solak, Tahir Yüksek, Tayfun Göktoğan, Ahmet Kaya, Şeref Otelcioğlu
Araştırma makalesi
Özeti
Mitral Stenoz Ve Cerrahı Tedavısı
SurgIcal Treatment Of MItral StenosIs And RegurgItatIon
1982-1987 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalında saf mitral darlıkla rnüracaat eden 71 hastaya kapalı mitral valvotomi uygulandı. Mortalitenin olmadığı seride hastaların tümünde erken ve geç dönem sonunda ameliyatın hastalara iyi bir palyasyon sağladığı görüldü. Açık kalp ameliyatı imkanlarının da bulunduğu klinikte seçilmiş vakalarda hala kapalı mitral valvotominin yeri olduğu vurgulandı.
Between 1982-1987 seventy-one patients with pure mitral stenosis was operated at the Department of Thoracic and Cardio-Vascular surg. Selçuk Üniversitesi School of Medicine. There was no mortality. Early post operative and long term term results revealed that a good palliation was achieved in of the patients. Although open heart surg facilities were available at the department emphasis was made in the thought that closed mitral valvotomy stili has a place for the surgical treatment of pure mitral stenosis.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Malnutrısyonlu Süt Çocuklarında Tiroid Fonksiyonları
İbrahim Erkul, Dursun Odabaş, Sadettin Açar, Ümran Çalışkan, Sevim Karaarslan, Sadık Büyükbaş
Araştırma makalesi
Özeti
Malnutrısyonlu Süt Çocuklarında Tiroid Fonksiyonları
ThyroId FunctIons In ChIldren WIth ProteIn - Energy MalnutrItIon
Protein-enerji malnütrisyonlu çocukların vücutlarında tüm sistemlerde değişiklikler olmaktadır. Bu arada endokrin sistemde değişiklikler olmaktadır. Endokrin sistemden hipofiz, sürrenaller, pankreas ve tiroid fonksiyonlarındaki değişikler ilgi çekicidir. Tiroid hormonlarından T3 ve T4 'de anlamlı azalmalar gözlenirken rT3 (non fonksiyonel T3) te de artmalar görülmektedir.Durum fonksiyonel bir hipotiroidiye benzemektedir. Anoreksia nervoza, deneysel uzun süreli açlıkta ve şişmanların zayıflamak için uyguladıkları açlık rejimlerinde tiroid metabolizmasındaki değişiklikler araştırılmıştır" .
In protein-energy malnutrition,some changes occur in all of the systems of body, however, in the endocrine system as well. The functional changes in the pituitary, pancreas, adrenal and thyroid glands are interesting. While the significant decreases in T3 and T4 hormones, rT3 (nonfunctional thyroid hormone) increases. This situation looks like a functional hypothyroidism.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Sıgara Dumanının Bronş Mukozası Üzerıne Etkılerı
Hasan Solak
Araştırma makalesi
Özeti
Sıgara Dumanının Bronş Mukozası Üzerıne Etkılerı
The Effects Of Cıgarette Smoke On Bronche Mucosıs
The airway epithelium of smokers demonstrates hyperplasia, loss of cilia, celluler atypia, squamous metap-lasia, dysplasia, carcinoma in situ, and finally invasive carcinoma. Alt of the premalignant histologic findings are very rare in the lung of nonsmokers. In this study, we examined the changes in the bronch epithelium of the 10 people whom smoke cigarette and people whom do not smoke cigarette by lung, segment and open
Sigara içerenlerin bronş epitellerinde hiperplazi, siliya kaybı, selüler atipi, çok katlı yassı epitel metaplazisi, displazi, karsinoma in situ, nihayet invaziv karsinom görülür. Bütün bu premalign histolojik bulgular sigara içmeyenlerde çok nadirdir. Biz bu çalışmamızda, sigara içen ve sigara içmeyen onar hastadan alınan akciğer, akciğer lobu,akciğer segmenti ve açık akciğer biyopsilerinde bronş epitelinde meydana gelen değişiklikleri inceledik. Sigara içen hastalarda bronş bazal membranlarında kalınlaşma epitel hiperplazisi, Goblet hücrelerinde artış, bronş epitelinde siliya kaybı bulduk.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Akut Sigmoidorektal Intussusepsıyon
Yüksel Tatkan, Adil Kartal, Adnan Kaynak, İrfan Tunç
Araştırma makalesi
Özeti
Akut Sigmoidorektal Intussusepsıyon
Acut SIgmoIdorectal IntussuceptIon
Birisi strangüle ikisi etrangle olan üç kolorektal intüssüsepsiyon olgusu sunuldu. Olgulardan birine perineal sigmoidektomi+transvers kolostomi, diğerine operatuar redük-siyon+sigmoid kolostomi+anal serklaj, sonuncusuna redüksiyon abdominal sigmoidektomi+primer anastomoz uygulandı. Sunduğu-muz iki yetişkin olgunun daha önce hiç bir şikayeti yoktu. Çocuk olan olgunun üç aylık prolapsus tarzında yakınmaları vardı. Yetişkin olgulardan birinde invagine kitlenin apeksinde büyükçe bir polip(villöz adenom) saptandı. Ender görülmesi ve acil cerrahi girişim gerektirmesi nedeniyle kolorektal invaginasyon olgularının takdimi uygun görüldü.
Theree cases with colorectal invagination were pre-sented. Both of them were incarcerated and one strangulated. Different surgical intervention cases applied ta each other. There was no complaint in both cases before intussuception except one and there was a villöz adenoma in the apex of invaginated mass in one case.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Sağ Ventrıkül İnfarktüsu Düşünülen İnferior Miyokard Infarktusu Vakalarında Sağ Atrıum Arka Duvar Hareketlerının Tanı Değerı
Hasan Hüseyin Telli, Şamil Ecirli, Mehdi Yeksan, A. Nuri Sezer, Fikret Güldoğan, Tahir Yüksek, Hasan Solak
Araştırma makalesi
Özeti
Sağ Ventrıkül İnfarktüsu Düşünülen İnferior Miyokard Infarktusu Vakalarında Sağ Atrıum Arka Duvar Hareketlerının Tanı Değerı
The Dıagnosıs Value Of Rıght Atrıum Backwall Movements In Cases Of Inferıor Myocard Infarctus Consıdered Of Rıght Ventrıcle Infarcus
Bu çalışmada 1985-1986 yılları arasında, kliniğimiz koroner bakım linitesine yatırılıp tedavi edilen, inferior miyokard infaktüsü ve aynı zamanda sağ ventrukül infarktüsü bulunan 10 erkek hastada, M-mode ekokardiografi ile sağ atrium arka duvar hareketlerinin sağ ventrikül infarktüstinü tanımada değeri araştırıldı.
In this study, it was investigated the value of M-mode echocardiography of the right atrium posterior wall motions in diagnosing right ventricülar involvement in patiencs with acute inferior myocardial infarction. As a result, it was shown that there are no important right atrial posterior wall motions in diagnosing right ventricular involvement while together with these motions and veine pressures have diagnostic values.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Harap Akciğer
Tahir Yüksek, Ali Ersöz, Hasan Solak, Mehmet Yeniterzi, Osman Yılmaz, Cevat Özpınar
Araştırma makalesi
Özeti
Harap Akciğer
Harap Lungs
Mayıs 1984-Nisan 1988 arasında, akciğerleri tahrip olan 7 vaka S. Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı. En genç ve en yaşlı hastalar 5 ve 47 yaşlarındaydı. Hastalar kendilerini öksürük, pürülan balgam, nefes darlığı, plevral ağrı ve hemoptizi ile gösterdiler. Parmakların çarpması her durumda yaygındı. Tahrip olmuş akciğer tarafında araştırabileceğimiz bir perfüzyon elde edemedik. 5 pnömonektomi ve 2 plöropnömonektomi ile cerrahi tedavi kabul edildi. Bir hastada bronko-plevral fistül ile postoperatif komplikasyon olarak 2 ampiyem vardı. Bu hasta torakoplasti sonrası öldü. Diğer hasta halen açık drenaj ile yaşıyor.
Between May 1984-April 1988 7 cases with destroyed lung were treated at S. Ü. Faculty of Medicine Thoracic and Cardiovascular Surgical Department. The youngest and oldest patients were 5 and 47 years old. Patients presented themselves with coughing, purulant sputum, dyspnea, pleural pain and hemoptysis. Clubbing of fingers was common in all cases. We obtained no perfusion in the destroyed lung side whom we could research. Surgical treatment with 5 pneumonectomy and 2 pleuropneumonectomy were corned out. There were 2 empyema as post operative complication with broncho-pleural fistula in one patient. This patient died following thoracoplasty. The other patient is still alive with open drainage.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Perkutan Nefrostomide Guıde Wıre In Rolü (kendı Yaptığımız Guıde Wıre İle J Guıde Wıre In Karşılaştırılması)
Mehmet Arslan
Araştırma makalesi
Özeti
Perkutan Nefrostomide Guıde Wıre In Rolü (kendı Yaptığımız Guıde Wıre İle J Guıde Wıre In Karşılaştırılması)
The Role Of Guıde Wıre In Perkutan Nephrostomy (comparıson Of Own Guıde Wıre And J Guıde Wıre)
Ocak 1985-Temmuz 1987 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Uroloji Anabilim Dalında çeşitli böbrek patolojileri olan hastalara perkütan nefrostomi yapıldı. Bu işlem 50 hastaya uygulandı. Bunların 28'inde tarafımızdan imal edilen guide wire kullanıldı. Diğerlerinde ithal J guide wirelar kullanıldı. Her iki guide wire kanama,perforasyon manupilasyonda kullanışlılık ve maliyet yönünden karşılaştırıldı. Kendi yaptığımız guide wire kullanıma elverişli bulundu.
Percutaneous nephrostomy was performed in patients with various kidney pathology in our clinic between january 1985 and july 1987. This procedure was performed in 50 patients. Our hand made guide wire was used in 28 of thern. Imported J guide wire was used in the others. Both kinds of guide wires and results are compared. Our hand made guide wire is found feasible for this purpose.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Çocuklarda Ayrılmış Suprakondiler Humerus Kırıklarının Cerrahı Tedavısı
Abdurrahman Kutlu, Erhan Yıldırım, Necmettin Reis, Mahmut Mutlu
Araştırma makalesi
Özeti
Çocuklarda Ayrılmış Suprakondiler Humerus Kırıklarının Cerrahı Tedavısı
Surgıcal Treatment Of Separated Supracondıles Humerus Fractures In Chıldren
Ayrılmış suprakondiler humerus kırıgı olan 26 çocuk hastaya açık redüksiyon ve çapraz Kirschner teli ile tespit işlemi uygulandı. Bir hastada yüzeyel enfeksiyon, üç has-tada kübitis varus deformitesi (% 14) meydana geldi. Diğer spesifik komplikasyonlar (myositis, ossifikans, Volkmann'ın istemik kontraktürü, nörovasküler yaralanma gibi) meydana gelmedi.
26 children who had displaced Supracondylar fractures of the humerus were treated by open reduction and crossed Kirschner-wire fixation. There was one superficial infection and there were there cubitis varus deformity (% 14). The other specific complications (Such as mvositis ossifikans, Volkmann's contracture, neurovascular injury) were not encountered.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
300 Kronık Süpuratif Otitis Medialı Hastada Bakterı İdentifikasyonu Ve Antibiotik Duyarlılık Sonuçları
Ziya Cenik, Yavuz Uyar, Recai Kadakal
Araştırma makalesi
Özeti
300 Kronık Süpuratif Otitis Medialı Hastada Bakterı İdentifikasyonu Ve Antibiotik Duyarlılık Sonuçları
Bacterıa Identıfıcatıon And Antıbıotıc Sensıtıvıty Results In 300 Chronıc Surface Otıtıs Medıa Patıents
Konya yöresinde kronik süpüratif otitis medialı 300 hastanın kulak akıntilarından kültür ve antibiogram yapılmıştır. % 24,8 inde Staphylococcus Epidermidis, % 23,1 inde Staphylococcus Aureus, % 14,1 inde Pseudomonas, % 10,6 sında Proteus, % 10,1 inde Corynebacterium bulunmuştur. Bu bakterilere en hassas antibiotikler Oflaxacin, Tobramycin ve Cefaperazone, en dirençli antibiotikler olarak da Ampicillin ve Tetracyciline bulunmuştur. Sonuçlar literatürle karşılaştırılmıştır.
Culture and antibiogram of samples, taken from the ear discharges, were applied on 300 Chronic Suppurative Otitis Media cases in Konya region. Staphylococcus Epidermidis % 24,8, Staphylococcus Aureus % 23,1 Pseudomonas % 14,1, Proteus % 10,6 and Corynebacterium % 10,1 were identified. The most effective antibiotics with relation to the idendified bacteria were Oflaxacin, Tobramycin and Cefapera-zone and the most aneffective ones were Ampicillin and Tetracycline. These results were discussed with rehation to the literatüre.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Toraks Yaralanmaları Tedavisinde Konservatif Ve Cerrahi Yaklaşım
Ali Ersöz, Hasan Solak, Tahir Yüksek, Mehmet Yeniterzi, Tayfun Göktoğan
Araştırma makalesi
Özeti
Toraks Yaralanmaları Tedavisinde Konservatif Ve Cerrahi Yaklaşım
Conservatıve And Surgıcal Approach In The Treatment Of Thoracıc Injurıes
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalında 1983-1988 yılları arasında tedavi gören 378 göğüs travması değerlendirildi. Vakaların 281 (%74.3)'ü künt göğüs travması 97 (%25.7)'si delici kesici alet yaralanmasına bağlı idi. 8 (% 2.2) hastaya acil torako-tomi dışında tedavide konservatif kalındı. Total morrtalite % 5.3 idi.
Between 1983-1988 378 patients with thoracic trauma were admitted to the Department of Thoracic and Cardiovascu-lar Surgery, Selçuk University School of Medicine. In 74.3 percent of the cases cause was blunt injury and 25.7 percent due to penetrating trauma. In majority of the patients treatment was Conservative. Only 2.2 percent of the cases had emergency thorocotomy. Overall mortalıty rate was 5.3 percent.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bronşial Karsınoıd Tumörler
Osman Yılmaz, Hasan Solak, Tahir Yüksek, Mehmet Yeniterzi, Cevat Özpınar
Araştırma makalesi
Özeti
Bronşial Karsınoıd Tumörler
Bronchıal Tumor Carsınoıd
Bronşial karsinoid tümörler tüm akciğer tümürlerinin yaklaşık % 5'ini oluştururlar. Her iki cinsiyette eşit sıklıkla bulunurlar. Hastaların çoğu genç veya orta yaşlı erişkinlerdir. Bu tümörlerin sigara içme veya bilinen diğer akciğer karsinojenleri ile bir ilgisi yoktur. Tümörün akciğerdeki lokalizasyonuna,klinik özelliklerine morfolojik görünümüne bağlı olarak bu tümörler 4 çeşittir. Bunlar sentral karsinoid, periferik karsinoid, atipik karsinoid ve tumorlet tip bronşial karsinoiddir.
Bronchial carcinoid tumors constitute approximately 5 percent of all lung tumors. They occur with about equal frequency in both sexes. Most patients are young or middle aged adults. These tumors are not related to cigarette smoking or other known pulmonary carcinogenic factors. Dependent upon the location of the tumor within the lung clinical presentation and morphologic appearance, these tumors are four variants. These variants are the central carcinoid, the peripheral carcinoid, atypical carcinoid, tumorlet type bronchial carcinoid. In this study, two cases diagnosed as bronchial carcinoid turner in Pathology Depart-ment of Medical School of Selçuk University between May 1987 -April 1988 were presented and discusseJ.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Pulmoner Hamartoma
Ali Ersöz, Hasan Solak, Tahir Yüksek, Mehmet Yeniterzi, Osman Yılmaz, Özkan Akkoç
Araştırma makalesi
Özeti
Pulmoner Hamartoma
Pulmoner Hamartoma
Hamartoma, asemptomatik erkek hastaların rutin göğüs grafilerinde görülür. Hamartomanın epilelial kompenentinin maligniteye dönüşümü oldukça nadirdir. Tanı ve tedavi cerrahi eksizyonla tamamlanır. Bu makalede pulmoner hamartomalı iki hasta takdim edilmiş olup, literatür gözden geçirilmiştir.
Hamartoma appears on a routine chest radiograph in an asymptomatic male. Malignant transformation of the epithelial component of hamartoma is extremely rare. Diagnosis and treatment is accomphished by surgical excision. In this paper two patients with pulmonary hamartomas are presented and discussed with relaton ta the literature.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Yenidoğan Hiperbilüribinemisinde Serbest Bilirübin Düzeyı Ve Serbest Bılırubın Düzeyını Etkıleyen Faktörler
İbrahim Erkul, Sevim Karaaslan, Dursun Odabaş, Ahmet Kınık, Ümran Çalışkan, Sadık Büyükbaş
Araştırma makalesi
Özeti
Yenidoğan Hiperbilüribinemisinde Serbest Bilirübin Düzeyı Ve Serbest Bılırubın Düzeyını Etkıleyen Faktörler
The Factors Affectıng The Level Of Free Bılırubın And The Level Of Free Bılırubın In Newborn Hyperbılurbınemıa
Heperbilirübinemili yenidoğanlarda kernikterustan sorumlu en önemli faktör "Serbest bilirübin" düzeyidir. Hiper-bilirübinemili 45 yenidoğan yakasında yapılan incelemelerde serbest bilirübin düzeylerinin serum albumin düzeyleri, gestasyonel yaş, doğum tartısı, asfiksi ve indirekt ve total bilirübin düzeyleri ile yakın ilişkili olduğu görülmüştür. Serbest bilirübin düzeyleri de kan değişiminden etkilenmekte ve kan değişimi sonrası serumdaki serbest bilirübin kaybolmaktadır.
Free bilirubin level in the hyperbilirubinemia of the newborn. In the newborn with hyperbilirubinemia, the most important factor that causes the kernicterus is the free bilirubin level.In the investigation that is performed about 45 newborn cases with hyperbilirubinemia,it has been observed that the free bilirubin levels are interested in the serum albumin levels. Exchange transfusion effects free bilirubin levels and after exchange transfusion, the free bilirubin in the serum disappears.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Ürolojide Seftriakson Uygulaması
Recai Gürbüz, Mehmet Arslan, Mehmet Kılınç, Kadir Yılmaz, Ahmet Öztürk, Halim Bozoklu
Araştırma makalesi
Özeti
Ürolojide Seftriakson Uygulaması
CeftrIaxon In UrologIc PractIse
Seftriakson ile kronik üriner enfeksiyonların, posto-peratif üriner enfeksiyonların ve postoperatif yara enfeksiyonlarının tedavisinde başarılı sonuçlar alındı. Kontrol grubu olarak seçilen postoperatif üriner enfeksiyonlu hastalar Gentamisin ile tedavi edildi. Seftriakson gemtamisine göre daha etkili olup tek doz uygulama ve hastanede kalma süresini kısaltma üstünlüklerine sahiptir.
We treated chronic urinary infection, postoperative urinary infection and potoperative wound infection with ceftriaxon effectively. The patient with posoperative uri-nary infection vere treated with gentamycine compared with ceftriaxon treated patients. Since ceftriaxon can be giyen single dose a day lost hospitality period, superior than gentamycine.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Kardio-Pulmoner Krıtık Hastaların Ameliyatında Pulmoner Kapiller Wedge Basıncının Önemı
Adnan Kaynak, Nahit Ökesli, Adil Kartal, Şakir Tekin, Hasan Solak, Tahir Yüksek
Araştırma makalesi
Özeti
Kardio-Pulmoner Krıtık Hastaların Ameliyatında Pulmoner Kapiller Wedge Basıncının Önemı
The Importance Of Pulmonary Couplıngs Wedge Pressure In The Surgery Of Cardıo-Pulmonary Crıtıcal Patıents
12 kolesistektomi olgusunda, pulmoner kapiller Wedge (PKWB) ve merkezi venöz basınç (MVB) Swan-Ganz katateri ile preoperatif, ameliyatta ve postoperatif devrelerde aynı anda ölçüldü. PKWB'ın daha erken hemodinamik değişiklikleri yansıttığl ve anestezik ilaçların PKWBIl yükselttiği sonucuna varıldı.
Pulmoner wedge pressure and central venous pressure vere measured with Swan-Ganz monitoring catheter, preope-rativeyl, postoperatively and during operation in 12 cho-lecystectomy cases. We concluded that pulmoner capiller wedge pressure resembles early hemodynamic changes and anaesthetic. drugs increase pulmoner capillar wedge pressure.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Pektus Ekskavatum
Hasan Solak, Ali Ersöz, Tahir Yüksek, Mehmet Yeniterzi, Sadık Büyükbaş, Cevat Özpınar, Mehmet Akdoğan
Araştırma makalesi
Özeti
Pektus Ekskavatum
Pektus Excavatum
Pektus ekskavatum göğüs duvarının en yaygın deformitesi olup tedavi daha çok kozmetik nedenlerle yapılmaktadır. Etyopatogenezi kesinlik kazanmamakla beraber, cerrahi tedavi endikasyonu var ise girişim okul öncesi dönemde yapılmalıdır. Kliniğimizde pektus ekskavatumtlu 16 hastaya uygulanan cerrahi tedavi münasebeti ile, Ravitch tekniğinin üstünlüğü ortaya konmuştur.
Pectus excavatum is the most widespread deformity of the sternum and the thoracic wall and its surgical treatment is mostly performed by cosmetic reason. Although its etio-pathogenesis has not been understood clearly, the attempt should be done at the preschool period since it shows the hope of a surgical cure indication. At the end of the surgical treatments applied to 16 patients having pectus excavatum, the superiority of the Ravitch technique was observed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Cerrahi Travmanın Plazma Çınko Seviyesine Etkisi
Adnan Kaynak, Nahit Ökesli, Yüksel Tatkan, Şakir Tekin, Hasan Solak, Tahir Yüksek
Araştırma makalesi
Özeti
Cerrahi Travmanın Plazma Çınko Seviyesine Etkisi
Effect Of Surgıcal Trauma On Plasma Zınc Level
Bu çalışmada 20 hastada preoperatif ve postoperatif devrelerdeki plazma çinko seviyeleri arasındaki ilişki sunulmaktadır. Cerrahi travmanın plazma çinko seviyesinde belirgin düşüşe neden olduğu saptandı. Plazma çinko seviyesinde azalma ile idrar çinko atılımı arasında bir ilişki bulunamadı.
In this present investigation the relationship between surgical travma and plasma zinc concentration preoperatively and postoperatively was studied in 20 patients. We established that surgical travma produced a sharp decrease in serum zinc concentration. We can not found any corelation between this decrease and urinary zinc extration.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Hemangıomalar
Tahir Yüksek, Ali Ersöz, Hasan Solak, Mehmet Yeniterzi, Osman Yılmaz, Cevat Özpınar
Araştırma makalesi
Özeti
Hemangıomalar
Hemangıomas
1982-1987 yılları arasında cerrahi tedavi uyguladığımız, ciltte lokalize olmuş 9 hemangiomlu hasta takdim edilerek, sonuçlar literatür eşliğinde tartışıldı.
Between 1982 - 1987 9 patients with localised skin hemangiomas treated surgically is presented and results reviewed with literature.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Yenidoğan Hıperbılırubinemısının İzlenmesinde Bilırubin Bağlama Kapasıtesının Önemı Ve Bunu Etkıleyen Faktörler
İbrahim Erkul, Sevim Karaaslan, Dursun Odabaş, Ahmet Kınık, Ümran Çalışkan, Sadık Büyükbaş
Araştırma makalesi
Özeti
Yenidoğan Hıperbılırubinemısının İzlenmesinde Bilırubin Bağlama Kapasıtesının Önemı Ve Bunu Etkıleyen Faktörler
The Importance Of Bındıng Capacıty Of Bılırubın And The Factors Affectıng It In Monıtorıng Newborn Hyperbılırubınemıa
Yeni doğanda hiperbilirübinemi hâlen önemini devam ettirmektedir. Hiperbilirübinemi sonucu oluşan Kernikterusun oluşmasını birçok faktörler etkilemektedir.Bu faktörler ara-sında serum indirekt bilirübin düzeyleri, bilirübin bağlama kapasitesi, serum albumin düzeyleri, hastaların gestasyonel süreleri, doğum ağırlıkları, asfiktik ve enfeksiyonlu olup olmadıkları ve postnatal yaşam süreleri sayılabilir.
Bilirubin-binding capacity in the hyperbilirubinemia of the newborn. The hyperbilirubinemia of the newborn is still keeping its importance on. A number of factors effect the occurence of kernicterus due to hyperbilirubinemia. Serum indirect bilirubin levels, bilirubin-binding capacity, serum albumin levels, gestational age, birth weight, postnatal survival days, and whether they have infections and asphyxia or not can be considered as the influenced factors.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Dev Zenker Divertikülü Ve Tedavısı
Hasan Solak, Ali Ersöz, Mehmet Yeniterzi, Tahir Yüksek, Tayfun Göktoğan
Araştırma makalesi
Özeti
Dev Zenker Divertikülü Ve Tedavısı
Gıant Zenker Dıvertıculus And Its Treatment
Zenker divertiküllü bir yaka takdim edilip; tanı, baryumlu yan özofagogramla kondu. Faringoösefajeal divertiküllü hastaya tek fazlı rezeksiyon yapıldı.
One case of Zenker's diverticulum was undertaken and the diagnosis was established on the lateral barium esophagogram. The patient with pharyngoesophageal diverticula was performed onestage resection.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Brusella Endokarditi
Ahmet Kaya, Hasan Hüseyin Telli, Laika Karabulut, Süleyman Türk
Araştırma makalesi
Özeti
Brusella Endokarditi
Brusella Endocardıtıs
Bölgemizde oldukça yaygın olarak görülen Brusellosisin en korkulan ve en az görülen komplikasyonu endokarditisdir.
A case report of endocarditis patient due to Brucellosis who had gaye to open heart surgery and had an aortic walve replacement.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Pür Perikardial Yerleşimli Bir Multipl Hidatik Kist
Tahir Yüksek, Hasan Solak, Ali Ersöz, Mehmet Yeniterzi, Tayfun Göktoğan, Hasan Hüseyin Telli
Araştırma makalesi
Özeti
Pür Perikardial Yerleşimli Bir Multipl Hidatik Kist
A Multıple Hydatıc Cyst Wıth Pure Perıcardıal Locatıon
Perikardial hidatik kist çok nadir bir antitedir. Bu çalışmada pür perikardial bir multipl hidatik kist vakası takdim edildi. Bu yaka literatür verileri ile karşı-laştırıldı ve teşhis metodları tartışıldı.
The pericardial hydatid cyst is a very rare entity. In this study, a pure pericardial multiple hydatid cyst case is presented. And the diagnostic methods are discussed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Massıf İntestinal Rezeksiyon Ve Kısa Barsak Sendromu
Adil Kartal, Yüksel Tatkan, Adnan Kaynak, Mehmet Metin Belviranlı, A. Öğüldü
Araştırma makalesi
Özeti
Massıf İntestinal Rezeksiyon Ve Kısa Barsak Sendromu
MassIve Intestınal Resectıon And Short Bowel Syndrom
1983-1987 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp FakUltesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda üçü akut mezenterik vasküler oklüzyon, biri massif adezyona bağlı gangren, biri Mediterranean lenfomaya bağlı mültipl jejunoileal perforasyon, biri de askaris tıkaçlarına bağlı gangren nedeniyle yapılan 6 massif intestinal rezeksiyon vakası incelendi. Hepsinde kısa barsak sendromu (KBS) gelişti. Hastaların barsaklarının yeni duruma adaptasyonu gelişinciye kadar beslenmeyi sağlamak, ayrıca komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi amacıyla total pareteral beslenme (TPB) uygulandı.5 hasta Şifa ile taburcu edildi, bir hasta kaybedildi. KBS gelişen hastalarda yüksek oranda görülen erken mortalite ve morbiditenin TBP ile düşürülebildiği sunucuna varıldı.
It was been presented 6 massive intestinal resection cases due to acute mesenteric vasculary occlusion in 3 cases strangulated small bowel obstruction in one case, perforated Mediterranean lymphoma in one case and ascariasis in one case between 1983-1987 in Selçuk University Medicine Faculty Alt of them developed short bowel syndrome. Total parenteral nutrition (TPN) was applied up to adaptation for new condi-tion and prevention of and treat the early complications. Five cases were successful, one case died after two months postoperation. The highy early mortality and morbidity rate can be decreased by TPN in short bowel syndrome cases.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Miadında Canlı Doğum Yapan Bir Uterus Didelfis Vakası
Ergün Onur, Erdal Kaya, A. Vahap Özen, Kemalettin Uygur, Metin Çapar
Araştırma makalesi
Özeti
Miadında Canlı Doğum Yapan Bir Uterus Didelfis Vakası
A Case Of Uterus Dıdelfıs Gıvıng A Lıve Delıvery In Mıddle
Çift uterus anomalisi olan ve opere edilmeyen vakalarda, gebeliğin terme kadar ulaşması son derece enderdir. Bu nedenle miadında canlı doğum yapan bir uterus didelfis vakası sunuldu ve tartışıldı.
It is very rare to have the pregnancy to reach fullterm labor with the case of non-operative double ut-rus anomaly. For that reason the case of uterus didelphys which resulted live birth in term is presented and discussed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta