Prepubertal Olguda Bilateral Testiküler Adrenal Rest
tümörü: Us Ve Mrg Bulguları
Hasan Erdoğan, Suat Keskin, Mustafa Koplay, İlhan Çiftçi, Tamer Sekmenli, Ilgar Allahverdiyev, Cengiz Erol
Olgu sunumu
Özeti
Prepubertal Olguda Bilateral Testiküler Adrenal Rest
tümörü: Us Ve Mrg Bulguları
BIlateral TestIcular Adrenal Rest Tumor In A Prepubertal PatIent: Us
and MrI FIndIngs
Testiküler adrenal rest tümör (TART), konjenital adrenal
hiperplazi öyküsü olan erkek hastalarda görülen benign testis
tümörüdür. Sıklıkla bilateral yerleşimlidir. İnfertiliteye sebep olabilir.
Ayırıcı tanıda, leydig ve sertoli hücreli tümörler, seminom ve diğer
germ hücreli tümörler yer alır. Ultrasonografi ve manyetik rezonans
görüntüleme, TART tanısında kullanılan radyolojik görüntüleme
yöntemleridir. Bu yazıda TART’ın klinik özellikleri, radyolojik
görüntüleme bulguları ve ayırıcı tanısı sunulmuştur.
Testicular adrenal rest tumor (TART) is a benign testicular
tumor that was seen in male patients with a history of congenital
adrenal hyperplasia. It is often localized as bilateral. It can cause
infertility. Differential diagnosis includes, Leydig and Sertoli cell
tumors, seminomas and other germ cell tumors. Ultrasonography and
magnetic resonance imaging are radiological imaging methods used
in the diagnosis of TART. In this article, clinical features, radiological
findings and differential diagnosis of TART is presented.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Opopanax Hispidus Bitkisinin Gövde Ekstresinin Fare Overi Üzerine Etkileri
Neşe Çölçimen, Safa Gümüşok, Ceyda Sibel Kılıç, Okan Arıhan
Araştırma makalesi
Özeti
Opopanax Hispidus Bitkisinin Gövde Ekstresinin Fare Overi Üzerine Etkileri
Effect Of The Opopanax HIspIdus Plant's AerIal Parts Extract On MIce Ovary
Amaç: Opopanax hispidus bitkisi Apiaceae familyasındandır. Tedavi amaçlı yaygın olarak hemoroid, kadın infertilitesi ve kanın temizlenmesinde kullanılmaktadır. Çalışmamızda Opopanax hispidus gövde kısımlarının methanol ekstresini farelere vererek over dokusu üzerinde oluşturduğu histolojik değişiklikleri incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: 12 adet erişkin, dişi, Swiss-Albino fare alındı, randomize olarak 2 gruba ayrıldı. Kontrol grubu: Herhangi bir uygulama yapılmadı. Opopanax hispidus grubu: Opopanax hispidus metanolik ekstresi (200 mg/kg/gün) 5 gün oral gavajla uygulandı. Deneyin sonunda, sağ over dokusu eksize edilerek çıkarıldı. Dokular %10’luk tamponlu formaldehit içinde fiske edildi, rutin histolojik inceleme için takip metodları uygulandı ve akabinde 5 µm kalınlığında kesitler alındı. Kesitler hematoksilen-eozin ile boyandı ve ışık mikroskopik incelemeye tabii tutuldu. Stereolojik ölçümde Cavalieri prensibinin modifiye metodu kullanıldı. Total doku volüm oranları, Shtereom 1.5 version paket programında verilmiş noktalı alan cetveliyle ölçüldü. Grupların karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi kullanıldı. Hesaplamalarda, istatistik anlamlılık düzeyi %5 alındı. Tüm hesaplamalar için SPSS (ver:20) istatistik paket programı kullanıldı.
Bulgular: Antral follikül sayısı açısından değerlendirildiğinde istatistiki olarak anlamlı fark bulundu (p<0.05). Gruplar arasında over volümü değerlendirildiğinde Opopanax hispidus grubunda kontrol grubuna göre azalma olduğu ve istatistiki olarak anlamlı olduğu tesbit edildi (p<0.05).
Sonuç: Opopanax hispidus’ un over dokusunda olumlu etkiler oluşturarak antral follikül sayısını arttırdığını tesbit ettik ve bununda muhtemelen antioksidan etkisinden kaynaklandığını düşünmekteyiz.
Aim: Opopanax hispidus (Friv.) Griseb plant belongs to the Apiaceae family. It is traditionally used for the treatment of hemorrhoids, female infertility, and purification of blood. We aimed to examine the histological changes in the murine ovarian tissue following the administration of a methanolic extract of the aerial parts of the Opopanax hispidus (Friv.) Griseb plant.
Materials and methods: Twelve adult female Swiss-Albino mice were randomly allocated into 2 groups. Control group received no administration. In the Opopanax hispidus group the methanolic extract (200 mg/kg/day) was administered via oral gavage for 5 days. At the end of the experiment right ovarian tissue of each subject was excised. Routine histological processing of tissue samples fixed in 10% formalin were then sectioned at a thickness of 5 µm. The sections were stained with hematoxylin and eosin and examined with a light microscope. The modified method of Cavalieri principle was used in the stereological measurement. The total tissue volume ratio was measured with a point counting grid provided by the Shtereom version 1.5 software package. Mann-Whitney U test was used to compare the groups.The significance level was set at 5%. All statistical analyses were performed using SPSS (ver: 20) software package.
Results: A significant difference was observed with respect to the number of antral follicles (p<0.05). A comparison of ovarian volumes between the groups revealed a significant decrease in the Opopanax hispidus group (p<0.05).
Conclusion: We demonstrated that Opopanax hispidus exerted positive effects on the ovarian tissue and increased the number of antral follicles, probably due to its antioxidant effect.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Primer Amenoreli Bir Vakada Nadir Bir Androjen Reseptör Gen Mutasyonu
Makbule Nihan Somuncu, Ayşe Gül Zamani, Emine Göktaş, Selman Yıldırım, Kazım Gezginç
Olgu sunumu
Özeti
Primer Amenoreli Bir Vakada Nadir Bir Androjen Reseptör Gen Mutasyonu
A Rare MutatIon In Androgen Receptor Gene WIth A Case Of PrImary Amenorrhoea
Androgen insensitivity syndrome (AIS) is an X-linked recessive disorder associated with incompatible
genotypes and phenotypes caused by mutations in the androgen receptor (AR) gene is located at
Xq11-q12. We have detected a rare mutation in the AR gene that has not been reported in the literatüre.
Clinical findings are female external genitalia at birth, abnormal secondary sexual development in puberty,
infertility in individuals with a 46, XY karyotype as typically characterized AIS. In our case, a 17-yearold
female phenotype presented with primary amenorrhoea and predominantly female external genitalia.
The patient had 46,XY with female phenotype. We detected a missense rare mutation in the first exon as
NM000044 c.5A>G variant was not found in ExAc or 1000genome population database, however, ıt was.
Substituting at position 2 to glutamic acid exchange to glycine. Glutamic acid is a polar amino acid with
a negative charge while glycine has stayed in a nonpolar hydrophobic group. So, we thought that the
mutation may cause a physical defect in protein and the native three-dimensional structure of the AR gene
Androjen duyarsızlık sendromu (AIS), Xq11-q12'de yer alan androjen reseptör (AR) genindeki
mutasyonların neden olduğu genotip/fenotip uyumsuzluğu ile seyreden X'e bağlı çekinik bir hastalıktır.
Bu çalışmada AR geninde literatürde daha önce bildirilmemiş nadir bir mutasyon saptadık. AIS’nun temel
klinik bulguları; 46,XY bireylerde, doğumda dişi dış genitalya, puberte döneminde anormal sekonder seks
karakter gelişimi ve erişkinlik döneminde görülen infertilitedir. 17 yaşında, dişi dış genitalyaya sahip hasta
primer amenore nedeniyle kromozom analizi yapılmak üzere kliniğimize yönlendirildi. Hastanın genotipi
46,XY olarak saptandı. Hastanın AR geni sekans analizinde ekzon 1’de; daha önce ExAc, 1000genome
ve diğer popülasyon veri tabanlarında bulunmayan NM000044 c.5A>G varyantı tespit edildi. Bu varyant 2.
pozisyonda glutamik asidin glisine dönüşümüne neden olmaktadır. Negatif yüklü, polar bir aminoasit olan
glutamik asidin; hidrofobik özelliğe sahip glisine dönüşümü nedeniyle, bu mutasyonun AR geninin fiziksel
yapısını ve proteinin 3 boyutlu yapısını bozabileceğini düşündü k.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Gebelikte Endometrıal Kıst
Özden Vural, Sema Soysal, Hilal Koral, Özlem Nisanoğlu, Jule Eriç Horasanlı, Ergün Onur
Araştırma makalesi
Özeti
Gebelikte Endometrıal Kıst
An EndomerrIotIc Cyst In Pregnancy (a Case Report)
Bu makalede, gebe bir kadında sağ overde bulunan endometrial kist olgusu sunularak klinik ye patolojik bulgular literatürle Endometriozisin infertilite ye gebelige olan etkileri tartışıldı.
in this report. a case of an endometriotic cyst of the right ovary in a pregnant women is presented and clinical and pathological findings were compared to those in the literature. The effects about infertility and pregnancy of endometriosis were discussed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Yöremizde Tespıt Edılen İnfertilite Vakalarının Değerlendirilmesi (264 Olgu)
Cemalettin Akyürek, Saim Açıkgözoğlu, Ergün Onur, Osman Yılmaz, Sema Soysal
Araştırma makalesi
Özeti
Yöremizde Tespıt Edılen İnfertilite Vakalarının Değerlendirilmesi (264 Olgu)
DIscussIon Of InfertIle Cases ThaI Where LIstablIshed To Our Zone (264 Cases)
Bu çalışmada 1.1.1988 - 31.11.1989 tarihleri arasında S.Ü. Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalında muayene ve tedavi edilen 264 infertil vakanın genel bir değerlendirilmesi yapıldı. Bunlardan 73 hasta ilk başvuru ve muayeneden sonra incelemelere devam etmediği için çalışma gurubundan çıkarılarak 191 hastanın literatür eşliğinde değerlendirilmesi yapılarak alınan sonuçlar tartışılmıştır.
In this study, 264 infertil cases that were examined and treated in deparment of Obsletrics and Gynecology, Selçuk Üniversity Facultryof Medicine, Konya, during the period of 1.1.1988 - 31.11.1989 were surveyed. 73 cases were removed from the study group because of they were not conlinue to examine after first examine and application. 191 cases in company literatür were estimaied and !heir results were discussed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Çocuklarda İnmemiş Testis Ve Yeni Tedavi Yaklaşımları
Müslim Yurtçu
Derleme
Özeti
Çocuklarda İnmemiş Testis Ve Yeni Tedavi Yaklaşımları
Undescended TestIs In ChIldren And New Treatment Approaches
İnmemiş testiste; ısı etkisiyle oluşan testis dejenerasyonunu ve infertiliteyi önlemek, malignite olasılığını ortadan kaldırmak, inguinal herni ve testis torsiyonu oluşumunu engellemek, travmaya predispozisyon oluşturmamak ve psikolojik olarak çocuğun etkilenmesini önlemek amaçlanır. Skrotumun bir tarafı az gelişmiş ise testis skrotum içine inmemiştir. Sağ ya da sol skrotum normal görünümdeyse, testis yukarı çıkmış ya da retraktildir. Retraktil testiste manipülasyonla testis skrotum içine çekildikten sonra skrotumda kalır, testis normal büyüklüktedir ve daha önce çoğunlukla skrotum içindedir. Ektopik testis perinede, femoral bölgede, pubopenil bölgede ya da karşı taraf skrotumda yerleşebilir. İnmemiş testiste bir yaşına kadar bekledikten sonra orşiopeksi ya da laparoskopik orşiopeksi yapılır; ektopik testiste hemen cerrahi girişim yapılır; retraktil testiste ise cerrahi girişim yapılmamalıdır
To prevent testicular degeneration caused by the effect of temperature, infertility, the formation of groin hernias, testicular torsion, predisposition to travma and negative effect to children psychologically at the children who had undescended testes are important. The testis doesn’t descend into the scrotum if hemiscrotum doesn’t grow sufficiently. If right or left scrotum appears to be normal, testis ascends or is retractil. Testes at the children who had retractil testes remain in scrotum after drawing into scrotum, the size of the testes are normal and the testes are frequently in scrotum since before. Ectopic testis can be localised at the regions of perineal, femoral, pubisopenil regions or contralateral scrotum. Orchiopexy or laparoscopic orchiopexy is performed after observing the children, who had undescended testis for one year. Surgical procedure should be carried out without waiting for the children who had ectopic testes, but not for the children who had retractile testis.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Talat Yurdakul
Olgu sunumu
Özeti
A Case Report: A Hcg SecretIng TestIcular SemInoma DIscovered DurIng RoutIne InfertIlIty EvalutIon
Rutin infertilite değerlendirilmesi sırasında tanı konulan Human Koryonik Gonadotropin sekrete eden testiküler seminoma olgusu sunulmuştur. Sperm sayı ve motilitesi normal olmasına rağmen, yıkama sonrası sperm swim-up sonuçları normalden oldukça düşük idi. Bu değerler orşiektomiden sonra normale döndü.
We present a human chorionic gonadotropin producing testicular seminoma case which was discovered during infertility evaluation. Although sperm count and motility were normal, postwash sperm swim-up results were poor that returned to normal after orchiectomy.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Primer İnfertil Kadınlarda Prolaktin Testosteron Kortizol Ve Dehidroepiandrosteron Sulfat Hormonlarına Çinkonun Etkisi
Mehmet Cengiz Çolakoğlu, A. Vahap Özen, İrfan Karslıoğlu, Tijen Erçal
Araştırma makalesi
Özeti
Primer İnfertil Kadınlarda Prolaktin Testosteron Kortizol Ve Dehidroepiandrosteron Sulfat Hormonlarına Çinkonun Etkisi
Effect Of ZInc On ProlactIn, Testosteron, CortIzol, DehIdroepIandrosteron Suı,fat Hormones Who Had PrImary Infertılıty
Primer infertilitesi bulunan ve serum çinko değerleri düşük 11 vakaya çinko verilerek serum çinko düzeyleri normale döndürülmüştür. Çinko düzeyleri düşükken ve normale döndükten sonraki PRL, Testosteron, Kortizol ve DHEAS hormon miktarları tayin edilmiştir. Çinko verildikten sonraki serum çinko düzeyindeki artış istatistiki olarak anlamlı, çinkodan önceki ve sonraki hormon değerleri arasındaki fark anlamsız bulundu. Çinko değerinin yükselmesinin kısa sürede hormon değerlerini değiştirmeyeceği kanaatine varıldı. Kontrol grubu çinko değeri primer infertilite grubundan yüksek olmasına rağmen yine de normal serum çinko düzeyinin altında idi.
We invesitgated eleyen patients who had primary infertility and deficiency. Zinc were giyen to those patients and normal serum consantrations were obtained. Prolactin, Testosteron, Cortisol 132hydroepiandrosteron sulphate hormones iwere estimated before after zina treatment, and there were no differences observed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Cesitli Klınık Materyallerden Uretılen Anaerop Mıkroorganızmalar
Fatma Keklikoğlu, Duygu Fındık, Bülent Baysal
Araştırma makalesi
Özeti
Cesitli Klınık Materyallerden Uretılen Anaerop Mıkroorganızmalar
AnaerobIc MIcroorganIsms That Isolated From VarIous ClInIcal Samples
Bu calqmada ce itil kliniklerde yatan ye ana-erohik infekslyon #iphesi clan hastalardan alznan far-kit materyallerin anaerohik kulturr yapzInuou-. Toplam 84 materyalin 22'sinden 23 anaerobik bak-teri izole edilrnitir. Bu anaerohik bakterilerin 19'u saf anaerop, 374 anaerop-aerop kat-41k olarak Lae edilmigir. 20 pelvik inflamatuar hastalik ol-.gusunclan izole edilen 9 anaerohik bakteriden 5'i gram pozitif anaerohik kok, Tsi Bacterokles, Fu-sobacterium. 17 Propinioba•terium, 51 infertilite ol-gusundan cul-de-sac`dan laporoskopla alman turlerden lireyert 5 anaeroptan 37i Peptostreptococcus, 17 Proplonihacterum, 17 ana-erohik Lactobacillus, I douglas absesinden izole edilen 2 anaeroptan Propionihacterum ye 1'1 Peptostreptococcus olarak idantifiye edilmivir. Ay-rtca 5 Pleuropulmoner infeksiyondan 2 Pep-tostreptococcus, 1 akut parotit olgusundan Bac-teroides. 1 nekrotizan fasii olgusundan da Peptostreptococcus iiremigir. API 20A sistemiyle yapilan 10 anaerohik bakterinin tiplendirmesinde 4 gram pozitif sporsuz basil Lactobacillus jensenii gram negatif basil Fu.sobacterium mortiferum 1 grain pozitif sporlui basil Clostridium butyricum olarak hir Gram pozitif kok ise API 20 sistemiyle tiplendirilememivir.
In this study anaerobic cultures of the specimens which were taken from hospitalized patients with suspicion of anaerobic infection were made. From 22 of the 84 specimens 23 anaerobic bacteria were isolated. 19 of them were pure anaerop and 3 of them were mix cultures (aerop+anaerop). of the 9 anaerobic bacteria which were isolated from pa-tients with pelvic inflamatuar disease 5 were gram positive anaerobic cocci, 2 were Bacteroides, 1 was Fusohacterium and 1 was Propionibacterium. Of the 5 anaerobic hacteriae which were isolated from the cul-de-sac of 51 infertility patients with la-parascopy, 3 were Peptostreptococci, 1 was Pro-pionibacterium, I was anaerobic Lactobacillus. From 2 anaerobes isolated from one douglas abs-cess one was Propionibacterium and the other was Peptostreptococcus. From 5 pleuropulmonary in-fections 2 Peptostreptococci and from 3 wand in-fections 1 Peptostreptoccoccus and I Clostridium were isolated. From one gingivitis Pep-tostreptococcus, from one necrotizing fasclitis Pep-tostreptococcus were isolated. 10 of the anaerobic hacteriae were idantified by API 20A system; 4 ana-erobes as P. intermedius, 2 anaerobes as P. niger, 1 anaerop as Ljensenii, I anaerop as F. mortiferum, I anaerop as 4 C. butyricum. One Gram positive coccus couldn't he identified by API 20A system.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Uterus Patolojileri Değerlendirmede Eş Zamanlı Yapılan Histerosalpingografi Ve Histeroskopi Sonuçları Benzer Mi?
Funda Göde, Ali Sami Gürbüz, Gülin Okay, Ahmet Zeki Işık
Araştırma makalesi
Özeti
Uterus Patolojileri Değerlendirmede Eş Zamanlı Yapılan Histerosalpingografi Ve Histeroskopi Sonuçları Benzer Mi?
Are The Results Of Concurrent HysterosalpIngography And Hysteroscopy SImIlar For DetectIng UterIne PathologIes?
Özet
Giriş ve Amaç: Histerosalpingografi (HSG) genel olarak tubal patensiyi değerlendirmek için kullanılan bir yöntem olsa da uterin patolojileri tespit etmede de yardımcı bir tekniktir. Histerosalpingografinin uterin kavite hastalıklarını değerlendirmedeki duyarlılığını ve histeroskopi ile eş zamanlı karşılaştırmasını değerlendiren çalışma sayısı çok kısıtlıdır. Bu nedenle bu çalışmadaki amacımız histeroskopi ile eş zamanlı yapılan HSG’nin uterin patolojileri değerlendirmedeki duyarlılığını değerlendirmektir.
Materyel Metod: Kasım 2017-Eylül 2018 tarihleri arasında İzmir Medicalpark Hastanesi tüp bebek ünitesine başvuran infertil hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Aynı gün içerisinde HSG ve histeroskopi uygulanan hastaların verileri incelendi. Hastaların klinik özellikleri (yaş, infertilite süresi, infertilite nedeni, infertilite tipi) değerlendirildi. Hsg ve histeroskopi sonuçları uterus patolojileri açısından karşılaştırıldı.
Sonuçlar: Çalışmaya toplam 114 hasta dahil edildi. HSG ve histeroskopinin genel korelasyonuna baktığımızda 71 (%62.3) hastada benzer sonuç, 43(%37.7) hastada ise farklı sonuç elde edildiği görülmüştür. HSG’si normal olarak değerlendirilen 32 hastada ek bir uterin patoloji olduğu gözlendi. Negatif prediktif değer %44.4 (32/72) olarak saptandı. Histeroskopide polibi saptanan 36 hastanın 12 tanesinde HSG de polip öntanısı mevcuttu. HSG’nin polipler için sensitivitesi 12/36; %37.5 olarak saptandı.
Sonuç: Eş zamanlı uygulanan HSG’nin uterin kaviteyi değerlendirmedeki duyarlılığı düşüktür. Fakat hem tubal patolojilerin hem de uterin patolojilerin aynı zamanda değerlendirilmesini ve eş zamanlı tedavisini sağlaması açısından günlük klinik pratikte faydalı olabilir.
Abstract
Background and Aim: Hysterosalpingography is usually preferred for evaluation of tubal patency however it is also a helpful technique for detection of uterine pathologies. There is very limited data about the sensitivity of hysterosalpingography for evaluation of uterine cavity diseases. Therefore the aim of our study is to evaluate the sensitivity of hsyterosalpingography for uterine pathologies.
Materials and Methods: The records of infertile patients who applied to Izmir Medicalpark hospital between November 2017 and September 2018 were retrospectively evaluated. Data of patients who had hysterosalpingography and hysteroscopy on the same day were investigated. The clinical characteristics (age, duration of infertility, cause of infertility, type of infertility) of these patients were evaluated. The results of hysterosalpingography and hysteroscopy were compared for uterine pathologies.
Results: A total of 114 patients were included in the study. When the correlation between HSG and hysteroscopy was evaluated, there were similar results in 71 (62.3%) and different results in 43 (37.7%) patients. Extra uterine pathology was detected in 32 patients whose HSG was evaluated as normal. Negative predictive value of HSG was 44% (32/72) for uterine pathologies. Endometrial polyp was detected in 36 patients during hysteroscopy however the number of patients with initial diagnosis of endometrial polyp was 12. The sensitivity of hysteroscopy for endometrial polyps was 37.5% (12/36).
Conclusion: The sensitivity of HSG which was applied concurrently with hysteroscopy is low for uterine pathologies. However it might be beneficial in daily clinical practice for evaluating and treating tubal and uterine pathologies at the same time
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konya Ve Çevresınde Primer İnfertil Kadınlarda Antichlamydial Igg Antikoru Prevalansının Elısa Yöntemı İle Tespıtı
Mahmut Baykan, Bülent Baysal, Cemalettin Akyürek, Metin Çapar
Araştırma makalesi
Özeti
Konya Ve Çevresınde Primer İnfertil Kadınlarda Antichlamydial Igg Antikoru Prevalansının Elısa Yöntemı İle Tespıtı
DelectIon Of AntIchlatnydIal AntIbody Prevalence By ElIsa In PrImary InferIIle Women Around Konya
Kadınlarda infertiliteye neden olan genital enfeksiyonların etyolojisinde Chlamydia trachomatis önemli bir yer işgal etmektedir. Bu etken patojene karşı serumda oluşan IgG aniikorunun hızlı ve güvenilir bir şekilde tesbiti amacı ile 42 infertil ve 42 yeni doğum yapmış toplam 84 kadının sorum-ları ELISA yöntemi ile çalışıldı. S.Ü. Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Kln. Mikrobiyoloji rutin laboratuvartılda yapılan bu araştırnuıdaki kadınların yaş ortalaması 30 idi. Antichlarnydial IgG antikoru kontrol grubunda negatif, hasta grubunda %12 oranında (5142) pozitif bulundu. Çalışmada kullanılan ELISA yönteminin spesifite ve sensitivite açısından güvenilir olduğu gözlend
Detection of antihlarnydial IgG antibody prevalance by ELISA in pritnary enfertile women who dwell in Konya Chlamydia trachomatis plays in important role as an etiologic agent ,of genital tract infections causing infertility in women. In order to detect 1gG antibodies against this pathogenis agent rapidly, sera of 84 women of whom 42 were infertile and 42 had normal delivery were assayed by ELISA. Mean age of women involved in (his study performed in routin laboratory of Microbiology and Clinic Microbiology Departmant of Selcuk Univercity Medical School was 30. Antichlamydial IgG antibodies found to be negative in control group and positive in 12% of patients (5 of 42). We observed that ELISA had both reliable sensitivity and specifity in this study.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Testisden Tru-Cut İğne Biyopsisi İle Alınan Materyalin, Işık Ve Elektron Mikroskobu Bulgularının Karşılaştırılması
İbrahim Ünal Sert, Ali Acar, Cengiz Güven, Lema Tavlı
Araştırma makalesi
Özeti
Testisden Tru-Cut İğne Biyopsisi İle Alınan Materyalin, Işık Ve Elektron Mikroskobu Bulgularının Karşılaştırılması
The ComparIson Of The MaterIals Removed From The Testes By Tru-Cut BIopsy-Needle And The FIndIngs Of LIght And Electron MIcroscope
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabi-lim Dalında 1989-1991 tarihleri arasında klinik pros-pektif çalışma şeklinde hormonal yapıları (FSH, LH, Testosteron, Östradiol, Prolaktin) normal olan 27 se-lektif yakaya Tru-cut silindir iğne biyopsisi uygu-landı. 11 vakadan hem ışık, hemde elektron tnikros-kobu incelemeleri için aynı testisden biyopsi alındı. Çalışmanın sonucunda elektron mikroskobunun daha ayrıntılı bulgular verdiği. iğne biyopsi tekniği ile elde edilen dokunun incelemeye yeterli düzeyde olduğu, histolojik bulguların testis fonksiyonunu belirlemede yeterli veriler gösterdiği tespit edildi.
Tru-cut cylinder needle biopsy was applied to the 27 selective cases which had normal hormonal structure of FSH, LH, Testosteron, Ostradiol, Prolactinps a clinical prospective study in Urology Department of Medical Faculty of Selçuk University from 1989 to 1991. Biopsy was taken from the same testes for both light and electron microscope examinations from 11 cases. At the end of the study, it was observed that electron microscope gave more detailed findings and the tissue obtained by needle biopsy technqie was enough to be examined and the histologic findings showed enough data to determine the testes function.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tekrarlayan Düşükler (126 Vakanın Analizi)
Cemalettin Akyürek, Metin Çapar, Hikmet Karabacak, Hakan Kaya, Ali Acar
Araştırma makalesi
Özeti
Tekrarlayan Düşükler (126 Vakanın Analizi)
Recurrent AbortIons (analyses Of 126 Cases)
01.01.1990-30.05.1991 tarihleri arasında Selçuk üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı polikliniğine başvuran, tekrarlayan abort yapan 126 hastanın değerlendirilmesi yapılmış, muhtemel abort sebepleri araştırılmış ve kaynakların ışığında yapılanlar ve yapılması gerekenler bu yazıda sunulmuştur.
This study was performed on 126 outpatiens admitted to the department of Gynecology and Obstetrics of Selçuk University. Faculty of Medicine between the daies of 01.01.1990 and 30.05.1991. 126 wiih recurrent abortus were evaluated and pnssible rauses of abortus were investigated. it atm.> discussed in view of literature. We also present the researches we have done what has ben done and what should be done.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta