Mustafa Özer, Mehmet Türker, Veysel Başbuğ, Kayhan Kesik, Faik Türkmen, Burkay Kutluhan Kaçıra, İsmail Hakkı Korucu, Tahsin Sami Çolak, Recep Memik
Amaç: Çalışmadaki amacımız, derin yerleşimli yumuşak doku yabancı cisimlerinin tipinin ve yerleşim yerlerinin belirlenerek, cinsiyet ve yaş grupları arasındaki farklılıkların değerlendirilmesidir.
Gereçler ve yöntemler: Ocak 2011 ile Ocak 2018 yılları arasında derin yerleşimli yabancı cisim penetrasyonu nedeniyle cerrahi uygulanan 310 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar 18 yaş altı, 18-45 yaş arası ve 45 yaş üzeri olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Yabancı cisimler 5 gruba ayrıldı. Yabancı cisim yerleşim yeri olarak üst ekstremite 5 bölgeye, alt ekstremite ise 6 bölgeye ayrıldı. Yabancı cisim tipi ve yerleşim yeri, yaş gupları ve cinsiyete göre karşılaştırılarak analiz edildi.
Bulgular: Erkeklerde en sık karşılaşılan yabancı cisim 48.4% metal parçasıyken, kadınlarda 77.3% iğneydi (P < .0001). 18 yaş altı erkeklerde en sık karşılaşılan yabancı cisim 67.4% iğneyken, kadınlarda 94.2% iğneydi (P = .12). 18-45 yaş arası erkeklerde en sık karşılaşılan yabancı cisim 54.7% metal parçasıyken, kadınlarda 71.4% iğneydi (P = .0007). 45 yaş üzeri erkeklerde en sık karşılaşılan yabancı cisim 61.3% metal parçasıyken, kadınlarda 70% iğneydi (P = .0023). Erkeklerde en sık yabancı cisim yerleşim yeri 35.2% elken, kadınlarda 61% ayaktı (P < .0001). 18 yaş altı erkeklerde en sık yabancı cisim yerleşim yeri 65.1% ayakken, kadınlarda 62.9% ayaktı (P = .04). 18-45 yaş arası erkeklerde en sık yabancı cisim yerleşim yeri 38.9% elken, kadınlarda 60.3% ayaktı (P < .0001). 45 yaş üzeri erkeklerde en sık yabancı cisim yerleşim yeri 65.5% elken, kadınlarda 60% ayaktı (P < .0001).
Sonuç: Çalışmamız derin yerleşimli yabancı cisimlerin tipi ve bulunduğu anatomik bölgenin yaş grupları ve cinsiyete göre değerlendirildiği literatürdeki ilk çalışmadır. Kadınlarda tüm yaş gruplarında ve 18 yaş altı erkeklerde; en sık tesbit edilen yabancı cisim yerleşim yeri ve tipi sırasıyla ayak ve iğne olarak bulundu. Bu sonuç, evde sıklıkla dikiş için kullanılan iğnenin bireylerin dikkatsizliği veya ihmali sonucu yere düşürülmesi ve bu grupların evde daha fazla vakit geçirmesi ile ilişkili olabilir. 18 yaş üstü erkeklerde ise en sık tesbit edilen yabancı cisim yerleşim yeri ve tipi sırasıyla el ve metal parçası olarak bulundu. Bu sonuç da, penetran el yaralanmaları için risk altında olan ağır iş yapan işçi sınıfının çoğunlukla 18 yaş üstü erkek cinsiyette olması ile ilişkili olabilir.
Aim: We aimed to determine types and locations of deep-seated soft tissue foreign bodies (FB) and to evaluate the differences between gender and age groups.
Materials and Methods: A total of 310 patients operated due to deep-seated FB penetration between January 2011 and January 2018 were included in the study. Patients were divided into three groups as under 18 years, 18-45 years, and over 45 years. FB were divided into five groups. Locations of the FB were divided into five region in the upper extremities and into six region in the lower extremities. FB type and location were analyzed according to the gender and age groups.
Results: The most common FB was metal piece in men by 48.4%, and needle in women by 77.3% (P<.0001). Needle was the most common FB by 67.4% in men and 94.2% in women who aged under 18 years (P=.12), whereas the most common FB was metal piece by 54.7% in men and needle by 71.4% in women in the aged 18-45 years age group (P=.0007) and metal piece by 61.3% in men and needle by 70.0% in women in the over 45 years age group (P=.0023). The most common location of FB was hand in men by 35.2% and foot in women by 61% (P<.0001). The most common location of FB was foot by 65.1% in men, and foot by 62.9% in women who aged under 18 years (P=.04), whereas the most common location of FB was hand by 38.9% in men aged 18-45 years and foot by 60.3% in women in the same age group (P=<.0001). The most common location of FB was hand by 65.5% in men and foot by 60% in women who aged over 45 years (P<.0001).
Conclusion: Our study is the first in the literature to evaluate the type and location of the deep-seated FB according to the gender and age groups. The most common location and type of FB were found as foot and needle in women of all age groups and in men under 18 years. This result may be related to the reason that needles, which is used for sewing, are often dropped to the floor due to inattention or neglect of persons, and these persons spend more time at home. Whereas, the most common location and type of FB were hand and metal piece in men over 18 years, respectively. This result may be associated with the labor class doing heavy work which is under risk for hand injury and consists of men over 18 years.
Bilsev İnce, Zeynep Dadaci, Zeynep Altuntas, Mehmet Dadacı, Fatma Bilgen
Celalettin Sever, Yalçın Külahçı, Cihan Sahin
Ahmet Duymaz, Furkan Karabekmez, Mustafa Keskin, Mustafa Güçlü
Mustafa Kürşat Evrenos, Merve Özkaya Ünsal
Amaç: Mukormikozis, invaziv yumuşak doku nekrozu yapabilen ve agresif seyirli nadir bir fırsatçı mantar enfeksiyonudur. Genellikle immun sistem yetersizliği olan hastalarda görülürken, nadiren immunkompetan hastalarda da karşılaşılabilir. Bu yazıda, travma sonrası kısa sureli kortikosteroid tedavisi alan ve ardından fasiyal kutanöz mukormikoz gelişen 4 immunkompetan olgunun prognoz ve tedavisi bildirilmektedir.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 2016 – 2018 yılları arasında Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’ne travma sonrasında başvuran, intrakranial veya spinal patolojileri nedeniyle kısa sureli kortikosteroid tedavisi alarak immun sistemi baskılanmış olan ve fasiyal kutanöz mukormikoz tanısı alan dört adet hasta dahil edildi. Prognoz, medikal ve cerrahi tedavi sonuçları değerlendirildi.
Bulgular: Malar ve maksiller bölge tutulumu olan bir hastada seri debridmanlar ve medikal tedavilerle kür sağlandı. Serbest fleplerle rekonstruksiyon yapılan hastada estetik ve fonksiyonel olarak kabul edilebilir sonuçlara ulaşıldı. 2 hastanın tedavisi tamamlandıktan sonra lokal fleplerle onarımı yapıldı. Bir hastaya, fungal osteomiyelit ve intrakraniyal inflamatuar değişiklikleri bulunması nedeniyle onarım operasyonu yapılamadı. Bu hastanın takiplerinde MR görüntülemelerinde regresyon saptandı.
Sonuç: Multitravma sonrasında, kontamine yara enfeksiyonu meydana gelen ve kısa dönem için bile olsa kortikosteroid tedavisi alan hastalarda mukormikozisin akılda tutulması gerekmektedir. Seri, tekrarlayan ve agresif debridmanlar yapılmalı, rekonstruksiyon planı enfeksiyonda kür sağlandıktan sonra yapılmalıdır.
Objective: Mucormycosis is an infrequent opportunistic fungal infection which may cause an aggressive and invasive soft tissue necrosis. It is usually developed in patients with immune system deficiency, and rarely seen in immunocompetant patients. We report prognosis and treatment of the immunocompetant patients that developed facial cutaneous mucormycosis after short term corticosteroid therapy.
Material and Method: The patients who were admitted to Manisa Celal Bayar University Hospital after multitrauma and given short term corticosteroids due to cranial and spinal injuries and became immuncompromised and diagnosed as facial cutaneous mucormycosis between 2016 and 2018 were included in the study. Prognosis, medical and surgical treatment outcomes of therapy is reported.
Results: One patient with malar and maxillary involvement was treated with medical therapy and serial debridements and infection was cured. Reconstruction with free flaps were done, acceptable functional and aesthetic results were achieved. Two patients had adequate therapy and reconstructed with local flaps. One patient was not operated due to recurrent fungal osteomyelitis and intracranial inflammatory findings, and regression in MRI was seen.
Conclusion: Mucormycosis should be kept in mind in contaminated wound infections in patients who have been treated with corticosteroids even for a short time after multitrauma. Rapid, repetitive and aggressive debridemants should be performed and reconstruction should be planned after cure of the fungi.
Sami Küçükşen, Hatice Uğurlu, Tunç Cevat Öğün, Erdal Biber